Dünyanın en önemli mimarı eserlerinden biri olarak kabul edilen Ayasofya 1.400 yılı aşkın tarihiyle 6.yüzyıl Bizans başkentinin gelişmişliğinin kanıtıdır.Yapı sonraki yüzyıllarda kent mimarisinin esin kaynağı olmuştur.İmparator İustinianos tarafından 537 yılında ibadete açılan kilise aynı yerde bulunan iki eski kilisenin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir.Görkemli yapı 15.yüzyılda Osmanlılar tarafından  camiye dönüştürülmüştür. Minareler türbeler ve çeşmeler Osmanlı döneminde kalmadır.Dış cephe devasa kubbenin ağırlığını dengelemek için yapanlarda desteklenmiştir. Bunlar binanın orijinal tasarımını bir ölçüde perdelemektedir.

BİZANS FRİZİ

Koyun figürleriyle dikkat çeken Bizans frizi is 415 tarihli ilk Ayasofya’nın devasa girşinden günümüze kalanlar arasındadır.

NEF

56 m yükseliğindeki devasa bir kubbeyle örtülü geniş nefin görkeminden etkilenmek mümkün değildir

MOZAİKLER

Ayasofya göz alıcı mozaiklerle süslüdür.isayı imparator 9. Konstantinos ve İmparatoriçe Zoe ile birlikte betimleyen bu mozaik güney galerinin sonunda yer alır.

2.SELİM TÜRBESİ

Ayasofya daki üç türbeden en eskisidir. Ve 1577 yılında mimar sinanın tasarımına göre yapılmıştır. Türbenin iç kemanı tamamen İznik çinileriyle bezelidir.

ŞADIRVAN

1740 yılı civarında yapılan şadırvan Osmanlı rokoko üslubunun güzel örneklerinden biridir.Çarının geniş saçaklığı çiçek motifli rölyeflerle süslüdür.

AYASOFYA MÜZESİNİ GEZİYORUZ

Cennetin bu dünyadaki bir yansıması olarak tasarlanan Ayasofya nın iç mekanı insanda gerçekten uhrevi duygular uyandırır.Bir zamanlar üst duvarları süsleyen figüratif mozaiklerden günümüze ulaşanlar müzenin en önemli sanat hazineleridir.Bizans sanatının en seçkin örnekleri olarak kabul edilen bu mozaikler ikonkırıcılık döneminden sonra 9.yüzyılda ya da daha geç bir tarihte yapılmıştır.Özellikle dış narteks ve onun yanındaki Savaşçılar Girişi’indeki tavanları süsleyen desenli mozaiklerse yapının orijinal 6 yüzyıl dekorasyonundan kalmadır.

ZEMİN KAT

Bugüne ulaşan Bizans mozaiklerinin ilki imparatorluk kapısının üzerinde görülebilr.Eskiden sadece imparator ve onun maiyetinin girebildiği kapı günümüzde müzenin ana girişi olarak kullanılmaktadır.886-912 yılları arasından kalma etkileyici mozaikte tahta oturan isa ve önünde diz çökmüş imparatorun bilge 6.leon olduğu sanılmaktadır.

İstanbul un 1453 yılında fethedilmesinin ardından camiye dönüştürülen kilisenin nefindeki en dikkat çekici unsurlar Osmanlı sultanları tarafından eklenmiştir.Kıbleyi gösteren mihrap girişin tam karısındaki apsise yerleştirilmiştir.Mihrabı karşınıza aldığınız

da Fossati Kardeşler in eseri olan hünkar mahfili solda kalır İtalyan İsviçre kökenli mimarlar padişah mebdülmecit in isteği üzerine 1847-9 yılları arasında Ayasofya yı kapsamlı bir restorasyondan geçirmişlerdi

Mihrabın sağında 3 murat tarafından yaptırılan minber yer alır 3. Murat ayrıca dört mermer müezzin mahfili yaptırmıştır.bunların en büyüğü minberin bitişiğindedir.Hemen yandaki desenli mermer taç giyme alanı Bizans tahtının simgesel yerini yani omphalos’u işaret eder Güney koridorunda yer alan 1. Mahmut kütüphanesi 1739 yılında inşa edilmiştir Buraya gösterişli bir bronz kapıdan girilir.