Edirne

Tunca Nehri kıyasındaki üniversite kenti Edirne Türkiye’nin en önemli yapılarından biri olan Selimiye camisiyle ünlüdür.Bu devasa eserin de tanıklık ettiği gibi Edirne tarihsel açıdan büyük önem taşır. Knet roma imparatoru Hadrianus un İS 125 yılında Hadrianopolis’i kurmak için iki küçük kasabayı birleştirmesiyle kurulmuştur. Edirne 1.Murat’ın 1361 yılında kenti ele geçirmesinden 1453 yılında İstanbul’un fethine kadar yaklaşık bir yüzyıl boyunca Osmanlı imparatorluğunun başkenti olmuştur. Haziran ayında düzenlenen geleneksel yağlı güreş müsabakaları ziyaretçilerin ilgisini çeker.

2 beyazı camisi kent merkezinden 1.5 km uzakta Tunca nehri’nin kuzey kıyısındaki dingin bir bölgede yer alır.Zarif yapı 3. Beyazıt’ın fatih sultan Mehmet in ardından tahta geçmesinden hemen sonra 1484-8 yılları arasında inşa edilmiştir.

Cami ve avlular ziyarete açıktır.Külliyeyi oluşturan binalardan bir akıl hastalıkları bölümü de içeren darüşifa yani hastane sağlık müzesi ne dönüştürülmüştür.Ruhsal sorunları olan hastalar burada su renk ve aroma terapisiyle dönemin anlayışına uygun olarak tedavi edilirler. Seyyah evliya çelebi seyehatname sinde müzisiyenler ve şarkıcıların burada haftada üç kez yatıştırıcı bir müzik icra ettiklerini yazmıştır.Şifahanede tedavi görenler arasında çoğunlukla afyon müpteleları da bulunuyordu.Caminin revaklı iç avlusu sonraki örneklerin aksine ana yapının üç katı genişliğinde bir alana yayılır iç mekanda caminin etkileyici kubbesi devasa tonozlarla desteklenmiştir.

Üç serefli cami İstanbul’un fethine kadar Osmanlı imparatorluğundaki en büyük yapıydı 1447 yılında Mimar Sinan’ın hocası Müslihiddin ağa  tarafından inşa edilen cami adını güneydoğu minaresini süsleyen üç şerefe den alır.Farklı dönemlerde yapılan diğer üç minare de baklavalı Şişhaneli çubuklu ve burmalı tasarımlarıyla değişik şekilde ve yüksekliktedir.Yapı eski başkent bursa da daha önce inşa edilen camilerin aksine İstanbul’un devasa imparatorluk camilerine esin veren bir açık avluya sahiptir.İ. mekanın tasarımı da aynı ölçüde yenilikçidir.Mihrap ve minber namazgak’ın neredeyse her köşesinden görülebilir.

Eski cami

Edirne’deki büyük camilerin en eskisi olan eski cami Bursa’daki ulu caminin küçük bir benzeridir yıldırım Beyazıt’ın en büyük oğlu emir Süleyman çelebi tarafından 1403 yılında başlatılan caminin inşası padişahın küçük Sultan 1.Mehmet döneminde 1414 yılında tamamlanmıştır. Kare planlı cami dört geniş kemerle dokuz kubbeli bölüme ayrılmıştır.Namazgah girişinin her iki yanında Arapça “ALLAH” ve “MUHAMMED” yazılı hat örnekleri dikkat çeker.

KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ

Tarihi 14 yüzyılın ortalarına uzanan geleneksel Kırkpınar yağlı güreşleri her yıl haziranda yunca nehrindeki saray içi adasında düzenlenir Türkiye’nin dört bir yanında güreşsevleri kente çeken müsabakalara bir hafta süren şenlikler eşlik eder .Pehlivanlar güreşe tutuşmadan önce kispet giyer ve sızma zeytinyağıyla bütün vücütlarını yağlarlar töreni yöneten cazgır pehlivanları davul ve zurna eşliğinde geniş adımlı kol çırpmalı bir peşreve davet eder.Güreş süresi bazen iki saati bulabilir bu sırada pehlivanların rakiplerinin sırtını yere getirmek için hamle etmeden önce uzun süre hareketsiz kaldıkları olur.

RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI

Bu kervansaray Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Rüstem paşa için 1560-61 yılında yapışmıştır.Mimar Sinan tarafından tasarlanan yapı iki ayrı bölümden oluşur.Rüstem paşa dönüştürülen büyük han yerel tüccarlar tarafından kullanılıyordu.Bugün bir örenci yurdu olarak  hizmet veren küçük han ise bir zamanlar konaklamaya ayrılmıştı.Kısa bir yürüyüş mesafesindeki saraçlar caddesinin diper ucunda semiz ali paşa çarşısı yer alır 1589 tarihli yapı Mimar Sinan’ın  eseridir.Çarşı iki yanında kemerli dükkanlar sıralanmış uzun ve dar bir sokaktan oluşur.

TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ

Edirne’nin mütevazı Türk ve İslam eserleri koleksiyonu görkemli Selimiye camisi külliyesindeki medresenin hücrelerinde sergilenmektedir.Müzenin ilk salonu geleneksel yağlı güreşlere ayrılmıştır Burada güreşlerin 600 yıllık tarihini gösteren minyatürlerin büyük boyutlu reprodüksiyonları görülebilir.Bunlarda kispetlerini giymiş ve vücutlarını yağlamış heybetli başpehlivanlar resmedilmiştir.

Segilenen diper eserler arasında 2 beyazıt camisinin orinal kapıları varıdır.Müzede ayrıca askeri malzemeler ve askeri temalı eserlerden oluşan bir sergi yer alır.dokuma ipek kaplı 18 yüzyıl tarihli Osmanlı kalkanları ve savaş resimleri dikkate değer.