
Troya’da yürütülen kazı çalışmalarının kapsamı ülke çapında önem taşır.Yapılan kazılar sonucunda 4 bin yılında 300 yılına kadar uzanan bir döneme tarihlenen dokuz ayrı katmanın varlığına ilişkin buluntulara ulaşılmış bunların bir kısmı ayrıntılı olarak çalışılmıştır. Troya Homeros’un İlya da destanında eksenidir ve on yıl süre Troya Savaşı’nın yapıldığı yeridir.Bölge Hisarlık olarak da bilinir.Surlar ve taş işçiliği etkileyici güzelliktedir.Günümüzde bir savunma duvarı muhtemelen İÖ 8 yüzyıldan kalma iki mabet farklı dönemlerden evler ve bir roma tiyatrosu görülebilmektedir.Güney kapsında yer alan Sütunlu Ev ‘in Kral Priamos’un sarayı olduğu sanılmaktadır.
Yön tabelalarıyla düzenlenen ören yerinde on iki bilgi noktası vardır ve bazı yerlerde kazılar sürmektedir. Helenler’in Troyalılar’ı hileyle yenebilmek için kullandıkları Troya Atı’nın tahtadan yapılmış büyük bir kopyası ören yerinde hemen göze çarpar Her yıl ağustos ayında öğrenciler Troya Atı’ndan bir beyaz güvercin uçurarak barışı kutlarlar.
center;margin:12px'>SCLIEMANN TROYA’NIN İZİNDE
Kimilerince vicdansız bir yağmacı,kimilerince de arkeolojide bir öncü olarak görülen Alman aslı Heinrich Schliemann,hayatı boyunca Homeros’un Troya’sını keşfetmeyi düşlemişti. 1873 yılında Hisarlık’ta kazılara başladıktan üç yıl sonra Kral Priamos’un altın ve gümüş takıları olduğunu iddia ettiği bir define keşfetti. Bu hırslı araştırmacı kalıntılara büyü zarar verdi ama değerli keşfi Helen uygarlığının sanıldığından bin yıl daha önce başladığını gösterdi. Definenin bir Berlin müzesinde sergilenmekte olan kısmı 2.Dünya Savaşı’ndan sonra kayıplara karıştı ve 1996 yılında Rusya’daki Puşkin Müzesi’nde ortaya çıktı. Hazinenin iadesi ve kökeni hala tartışma konusudur.